Aslı Vural
Aslı Vural
1991- 1993 yılları arasında ilk eğitimini Gazi Üniversitesi Resim Bölümü’nden Prof. Emel Yılmaz’dan aldı.
1993-1996 Bilkent Üniversitesi Tasarım ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölümü'nde okudu.
1996-2000 Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi /Sinema-TV Bölümü
Sanatçı çalışmalarına Oslo / Norveç'te devam etmektedir.
Aslı Vural eserlerinde kentleri, değişimi, dönüşümü, doğanın katledilişini ve bireyin tüm bu durum içerisindeki konumunu konu alıyor.
Dönüşüm, caddeler, sokaklar, otoyollar, evler, apartmanlar, rezidanslar, iş merkezleri, yaşam merkezleri, arabalar, trafik… Her yönüyle şehir ve şehirde kıskaca alınmış bireyi ve çevresindeki yaşamını inceliyor. Bütün şehirlerde hızla yükselen binalar ve ufkumuzu kuşatan vinçler yani bireye sunulan bu yeni bir yaşam biçimi, doğayı hızla ve umursamazca tüketirken, doğa dostu “yeşil binalar” adı altında beton yığınları olarak yükseliyor . Doğanın var olan düzenine inat değişen çevre, kaybolan ormanlar ve ağaçların yerinde yükselen gökdelenler yok edişi ve yeni düzeni simgeliyor. Bu açıdan bir bölünme, parçalanma ve ayrışma söz konusudur ve birey bu değişimin içinde kendisine yeni bir yer edinmeye çalışır. Artık genel geçer tüm kuralar yıkılacak ve dönüşüm beraberinde başka bir yaşam biçimini getirecektir. Bu yeni yaşam biçimine ayak uyduran bireyler ve karşılarında çevre bilinci olan, doğa dostu bir grup ve aralarındaki çatışma da eserlerin konusu. Büyük şehirlerden küçük şehirlere, sahil kasabalarına göç edenler ve sınıf atlama çabasındaki varoşların gökdelenlere doğru yolculuğu bu iki tezat arasındaki ötekileşme serinin bel kemiğini oluşturuyor. Şehir insanın hayallerini süsleyen, köy ve kasaba hayatının karşısında köyden kente devam eden iç göçün tezatlığı ve bireyin kendisi için aradığı bir son durak…
Sanatçı eserlerinde mimari hatırlatmaları ve izlenimleri gerçek boyutuna taşıyor. Bir bütünün parçası gibi görünen, başlangıcı ve sonu olmayan, uzamsal olarak sonsuza giden yüzeyler boya ile gerçeğe iz bırakıyor. Doğanın dönüşümünden geriye kalan, kaos, karanlık ve şimdiki gerçek birbiri üstüne diziliyor. Sanatçı açısından şehirler; mutluluk, öfke, çoşku, panik, korku ve kaosu temsil ediyor. Aynı zamanda metropol doğadan uzaklaşırken, birey kaos içinde yalnızlaşıyor. Renkler solup grileşirken doğanın binbir rengi tuvallere katmanlar halinde yansıyor. Bu iz düşümler daha öceki serilerinde bütünden parçaya bir yansıma içerisindeyken son dönem işlerinde sanatçı bireyi bütünün bir parçası olarak inceliyor ve parçadan bütüne doru bir yaklaşım izliyor. Son dönem eserlerinde Aslı Vural statik yüzeylerden ziyade şehir karmaşası içinde kalan bireyi daha da küçük parçalara bölerek adeta bireyin parçalanışı ile kaosun bütünlüğüne ulaşıyor. Tüm bunlar sanatçının eserlerine soyut metropol siluetleri olarak karşımıza çıkıyor. .